Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

Tesettür, Kadına da Erkeğe de Tedbir İçindir

Modaratör

Active member
Konu, asırlardır 2 yönlü yorumlanan ve her iki tarafın da ısrarla kendi doğrusuna uyulmasını istediği tartışmalı bir konu. Böylesi önemli bir konunun tutarlı bir açıklamasını, Kur’an Surelerinin iniş sırasına uyarak yapmaya çalışacağım.

A’raf-55. İşte böylesine güçlü olan Rabbinize içtenlikle /samimi bir inançla ve tedarruan /gittikçe eğilerek /ritüelli olan namaz şeklinde ve gösterişsiz /gizli ve kısık bir sesle dua edin. Çünkü Allah, gösteriş içinde abartılı söz söyleyenleri /dua ederken bu riyakâr davranışları nedeniyle sevmez.

İsra-37. Yeryüzünde büyüklük taslayarak dolaşma. Çünkü sen bu gücünle ne yeri delebilirsin, ne de dağlar kadar boylu olabilirsin /yükseklere çıkabilirsin. 38. Bu gibi kibirli davranışlar, Rabbin tarafından hoş görülmeyen /mekruh davranışlardır.

Lokman-19. “Davranışlarında doğal ol, abartıdan kaçın ve insanlara karşı yüksek sesle, bağırarak konuşma.

Bu 3 ayette de görüldüğü gibi Allah biz insanlardan gösterişten, kibirden ve abartıdan uzak durmamızı ve her işimizi ifrat ve tefrit olmadan “Sıratan Müstakiym-orta düzeyde ve Kur’an’ın Muhkem kurallarına göre” yapmamızı istemektedir. Çünkü Allah’ın hesap değerlendirmesini sosyo-ekonomik duruma değil, amellere göre yapmakta olduğuna Şuara-113 ve Maide-93. ayetlerde vurgu yapılmıştır.

Şuara-113. Herkesin hesabı, sosyo-ekonomik durumuna bakılmaksızın, Rabbim tarafından sadece imanlarına ve takvalarına göre değerlendirilecektir. Keşke böyle olduğunu bir anlasanız.

Maide-93. İman edip salih işler yapanlar ve takva sahibi olanlara, iman edişlerinden, salih ameller işlemeleri ve takva sahibi oluşlarından ayrılmadıkları sürece, kendilerine yiyip içtiklerinden dolayı herhangi bir günah olmayacaktır. Çünkü Allah, salih ameller işleyenleri /muhsin olanları sever.

Bu girişten sonra gelelim elbise ve örtünmesi istenen yerler ve kimlerden istendiği konusuna.

A’raf-22. Böylece şeytan, Âdem ve eşinin, uyanan olumsuz nefslerinden hırsı kullanmak üzere gururlarını okşayan yalanlarıyla onları aldatmıştı. İkisi birden yasaklanmış ağacın /şecerenin meyvesinden yiyince, erdemlilik elbiselerinin kaybolduğunu /olumsuz nefslerine ait düşüncelerinin açığa çıktığını ve bedenlerinin de çırılçıplak, şehvet yerlerinin /cinsiyet organlarının /sev’atuhum da açığa çıkmış olduğunu hissetmişler ve utanma /pişmanlık duygusuna kapılmışlardı. Açığa çıkan cinsiyet nefslerine ait şehvet yerleri olan cinsel organlarını /sev’atuhumlarını da bahçe yapraklarıyla örtmeye başlamışlardı.

Hem kadın ve hem de erkek olarak Âdem ve eşi, şehvet yerlerinin dışında başka yerlerini örtmemişler. Adem’in eşi, başı şehvet yeri olmadığından başını da örtmemiştir. O zaman henüz elbise olmadığından, şehvet yerlerini örtmek üzere ağaç yaprakları kullanılmıştır.

Al-i İmran-7. Ey Peygamber! Allah’ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri muhkem /Evrensel özellikli, herkes tarafından açık seçik kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları /temeli /ana iskeleti ve hedef hükümlerdir /ana kurallardır. Geri kalanlar ise müteşabih /uyarlanabilir /çok seçenekli /çok anlamlı /değişken /benzeşik mesajlardır. Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı olan Müteşabih /uyarlanabilir /çok seçenekli /çok anlamlı araç mesajlara bile bile daha fazla önem verirler.

Âdem ve eşinin şehvet yerlerini örtmeleri Muhkem, yani Evrensel, tartışılmaz, her zaman ve toplumda mutlak doğru ve geçerli farz bir kural, örtmek için kullanılacak yöntem ise Müteşabih /çok seçenekli, yani tercihe bağlı bir kuraldır.

Hz. Muhammed’in bu konuda söylemiş olduğu ileri sürülen şu sözüne bakalım;

“Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini (şehvet yerlerini) örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su- Kütubi sitte-4855“.

A’raf-26. ayet, hem A’raf-22, hem de Hz. Muhammed’in Kur’an’a uygun olan Hadis sözünü pekiştirmektedir.

A’raf-26. Ey Âdemoğulları! Sizi doğa şartlarından korumak ve şehvet yerlerinizi /sev’atikümü örtmek /olumsuzluklar yaptıracak nefslerinizi frenlemek üzere elbiseler yapmayı öğrettik /gerekli bilgiyi gönderdik. Ancak şunu iyice bilin ki takva elbisesi ise çok daha hayırlıdır.

İniş sırasında 90. sırada indirilen Ahzab suresi indiğinde, Medine’de Hendek kuşatması var ve birçok kabileden Hz. Muhammed’in (asr) ordusuna katılmış askerler ve savaşmaya katılmayan kişiler çarşı ve sokaklarda dolaşmaktadır.

Ahzab-59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, gece doğal ihtiyaçları için evin dışına çıktıklarında ev kıyafetleri yerine, geleneksel olarak giymekte oldukları ve hangi aşiretten olduklarını belli eden dış kıyafetlerini (cilbablarını) üzerlerine alsınlar. Böyle davranmaları, onların tanınmaları ve taciz edilip üzülmemeleri için, o koşullarda en uygun önlemdir. Allah bağışlayan ve sevgisi ile merhameti bol olandır /Rahim’dir.

Bu ayet, giyim üzerinden korunmaya yönelik cinsiyet olarak ilk defa kadına hitap etmektedir. Dolayısıyla bu ayet ile yapılan uyarı, mümin kadın ve kızların giyimlerine dikkat etmeleri ve şehirdeki savaşçılar tarafından rahatsız edilmemeleri için yapılmış bir uyarı olmaktadır. Dikkat edilirse, bu uyarıda herhangi bir yasaklama ve dine dayandırılan herhangi bir “dinî kıyafet” emri bulunmamakta, sadece “sizin huzurunuz ve açık olan ev kıyafetinizle dikkat çekip rahatsız edilmemeniz için, geleneksel olarak ve çöl şartlarına göre dışarı çıktığınızda kullanmakta olduğunuz gece kıyafetinizi örtecek olan cilbabı /gömlekimsi kıyafetinizi giymeyi ihmal etmeden dışarı çıkar ve tedbirli olursanız daha iyi olur” denmekte ve bu amaçla tesettür tavsiye edilmektedir.

Tedbir almak üzere tesettür muhkem /evrensel bir kural, ne ile ve nasıl alınması ise müteşabihtir /çok seçeneklidir /zaman ve toplumlara göre değişkendir. Yani TESETTÜR, TEDBİR İÇİN önerilmektedir. Diğer bir ifade ile, giyinme önerisi ALLAH İÇİN DEĞİL, BAŞKA İNSANLARDAN KORUNMAK İÇİN olmaktadır. Aynı uyarı, normal zamanlarda da olsa, kadınların aşırı dikkat çekip rahatsız edilecek şekilde, aşırı açık veya aşırı kapalı bir kıyafetle dışarı çıkmamaları için bütün insanlara, kadın ve erkeklere yapılmış olmaktadır.

Asırlardır insanlar namusa yönelik önerilerde daima kadınların giyimini temel almışlar ve namusun korunmasının sorumluluğunu kadınlara yıkmışlardır.

Namusa ilişkin uyarı ilk defa Kur’an’da Nur-30. ayet ile yapılmıştır.

Nur-30. Ya Muhammed! Mümin erkeklere söyle, gözleriyle kadınları rahatsız edecek şekilde davranmasınlar /bakmasınlar ve cinsel isteklerini ve şehvet yerlerini meşru olmayan ilişkilerden korusunlar. Bu onlar için daha uygun bir davranıştır. Şunu iyi bilsinler ki, Allah yaptıklarından her an haberdardır.

Dikkat edilirse dünya genelindeki bütün mümin erkeklere hitap edilmekte olup namus ve meşru olmayan şehvet konularından korunmanın, şehvetine hâkim olmanın, gözlerini meşru olmayandan sakınmanın ve şehvet yerlerini korumanın ilk ikazı bu ayet ile erkeğe yapıldığına göre, iradesine hakim olması /aşırı şehvetini /saldırganlığını frenlemesi /şehvet yerlerini örtmesi gerekenin de kadından önce erkeğin olması gerektiğine vurgu yapılmış olunmaktadır. Dünya süsleri ve şehvetine erkeğin daha fazla düşkün olduğu Al-i İmran-14. ayette de değinilmiştir. Çünkü erkeklerde görme ile şehvet başlarken, kadınlarda şehvet şekilden çok duygusal özelliklidir.

Al-i İmran-14. Allah, sizlerden özellikle erkeklerinize, kadınlara olan şehveti, çocukları, yığınlarla altın ve gümüşü, eğitilmiş atları, davarları ve ekinleri /malları ve daha birçok Dünya nimetini çekici kılmıştır. Erkekleriniz bunlara bakarak kendilerini güçlü görmektedirler. Hâlbuki bunlar, Dünya hayatının ancak aldatıcı ve geçici malzemeleridir. Dolayısıyla daha önce bunlara öncelik verip yanlış yola sapanları helâk ettiğimizi hatırlayın ve aynı hataya düşmeyin. Çünkü esas ödül ve güzellikler Allah’ın Cennet katında olanlardır.

Zaten, olumsuz nefsine mağlup olan ve sözünden cayanın Âdem olduğu A’raf-22. ayette belirtilmiştir. Gerçekten de kadın, namusuna daha düşkündür. Çoğunlukla saldıran değil, tecavüze, saldırıya ve tacize uğrayan daima kadın olmaktadır. “Köpek değil, adam köpeği ısırdı” misali, kadının erkeğe saldırma olayı oldukça nadirdir. Diğer abuk bir gerçek de bir tecavüz olayını erkek gerçekleştirdiği halde, genellikle mağdur edilen ve horlanan, hatta bu nedenle de öldürülen hep tecavüze uğradığı halde yine kadın olmaktadır.

Asırlardır olduğu gibi, günümüzde de erkekler, Allah’ın kendilerine verdiği bu ikaz ve sorumluluğu görmezden gelmişler ve bunu kadınlara yöneltip, yine Kur’an’ın “kadın veya erkek hepiniz şehvet yerlerinizi örtünüz” muhkem hükmüne rağmen, kadınların şehvet yerlerini örtmelerini yeterli görmeyerek “kadınların yüzlerini, başlarını, hatta tüm vücutlarını örtmeleri ve böylece namuslarını korumaları gerekir yorumu” ile namus ikazı sanki ilk kadınlara yapılmış gibi namus sorumluluğunu, kadınların kıyafetlerini düzenleyerek onlara yüklemişlerdir. Asırlardır ve özellikle son yıllarda kadın için iffetini koruduğunun göstergesi olarak “Manto, çarşaf, Türban veya diğer örtünme yöntemleri” dayatılmış, fakat iffeti koruma önceliği Nur-30 ile erkeğe verilmiş olduğu halde, erkeğin iffetini korumasına yönelik böylesi bir kıyafet önerisine her nedense gerek görülmemiştir.
 
Üst