Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

Kabul Olan Dualar

Modaratör

Active member
Mü’min, usul ve adabına uygun olarak dua ettiği zaman duası kabul olur ve bunun faydasını ve etkisini dünya ve ahirette görür. Yüce Allah, ayetlerde dua edenin duasını kabul edeceğini bildirmektedir:

Kullarım, sana benden sorarlarsa (onlara söyle): Ben (onlara) yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm. O hâlde onlar da bana karşılık versin (benim çağrıma uysun)lar, bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar.” (Bakara, 2/186)

Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden) kaldırıyor ve sizi (eskilerin yerine) yeryüzünün sahipleri yapıyor? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Ne de az düşünüyorsunuz?” (Neml, 27/62)

Birinci ayette dua edenin duasının kabul edileceği, ikinci ayette ise darda ve sıkıntıda kalanın sıkıntısının giderileceği bildirilerek Allah’ın dualara icabet eden olduğuna işaret edilmektedir.

Şüphesiz Rabbim duaları işitendir.(İbrâhim, 14/39)

Orada (mihrapta) Zekeriyyâ, Rabbine; ‘Rabbim, bana katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işitensin’ diye dua etmişti.” (Âl-i İmrân, 3/38)

O’ndan mağfiret dileyin, sonra O’na tövbe edin! Çünkü Rabbim yakındır, (duaları) kabul edendir(Hûd, 11/61) anlamındaki ayetlerde ise Allah’ın “karîb (kullarına yakın)”, “semî’u’d-dua (duaları işiten)” ve “mücîb (duaları kabul eden)” olduğu bildirilmektedir.

Peygamberimiz (s.a.s.) de;

Allah, hayâ sahibidir, çok kerimdir. Bir insan iki elini kaldırıp kendisine dua ettiği zaman, o kalkan iki eli boş çevirmekten hayâ eder(Tirmizî, De’avât,118; bk. İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 876; Hâkim, De’avât, I, 497) anlamındaki hadisi ile Allah’ın duaları kabul edeceğini beyan etmiştir.

Medineli müslümanlardan Ebû Ümâme adlı sahabîyi mescitte kederli bir şekilde otururken gören Resûlullah (s.a.s.), ona; “Namaz vakti değil, niçin mescitte oturuyorsun?” diye sorar. Sahâbî; “Üzüntülerim ve borçlarım sebebiyle buradayım, ey Allah’ın Resûlü!’’ diye cevap verir. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.); “Söylediğin zaman, Allah’ın üzüntünü ve borçlarını gidereceği bir dua öğreteyim mi sana?’’ der. Sahâbî; ‘’Evet, öğret ey Allah’ın elçisi!” karşılığını verir. Peygamberimiz (s.a.s.) de ona şu duayı öğretir ve akşam-sabah okumasını tavsiye eder:

Allah’ım! Kederden ve hüzünden Sana sığınırım, acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım, borç altında ezilmekten ve insanların kahrından Sana sığınırım.”

Sahabî; “Hz. Peygamberin öğrettiği duayı okudum; Allah da üzüntümü ve borçlarımı giderdi’’ demiştir. (Ebû Davud, Salat, 367)

Sırf sözle yapılan bir dua ile çalışmadan borçlar nasıl ödenecek?
Sahabîye öğretilen duanın cümleleri arasında; “Acizlikten ve tembellikten Allah’a sığınırım, diye dua et” sözünün bulunması bir mesajdır. Bu mesaj ile; Ey Ebû Umâme! Üzüntülerin ve üzüntülerine sebep olan borçların, mescitte de olsa, oturmakla ortadan kalkmaz, acizliği ve tembelliği bırak, çalış, bu konuda Allah’tan yardım iste, harekete geç, borçlarını ödemenin yollarını ara, mescitte oturup beklemekle ne üzüntün, ne de borcun biter demek istenmiştir.

Dua bir ibadet ve bir zikir olduğu için dua eden mutlaka ilâhî emre uymuş, itaat etmiş ve sevap kazanmış olur. Dünya ile ilgili isteklerini yüce Allah, kulun yararına göre hemen verebileceği gibi bir müddet sonra da verebilir veya duasının karşılığı ahirete bırakılmış olabilir. Dolayısıyla, dünya hayatına yönelik talepleri karşılanmayan kişi, duam kabul edilmedi, dememelidir. Peygamberimiz (s.a.s.); dua edene yüce Allah’ın isteğini ya dünyada hemen vereceğini veya ahirette vereceğini ya da istediği iyilik kadar kötülüğün giderileceğini bize haber vermiştir:

Allah’a dua eden herhangi bir insan yoktur ki duası kabul edilmiş olmasın. Günah işlemediği, yakınları ile ilişkisini kesmediği ve isteğinde acele etmediği sürece Allah ona ya dünyada istediğini hemen verir veya isteğini ahirete bırakır ya da duası nispetinde günahlarını bağışlar. Sahabe, “Ey Allah’ın elçisi! Nasıl acele edilir? diye sordular. Hz. Peygamber, “Kulun, Rabbime dua ettim de duama icabet etmedi, demesidir” buyurur. (Tirmizî, De’avât, 13; bk. Müslim, Dua, 92)

Aynı hadisin Hâkim’in Müstedrek adlı eserindeki rivayetinde; üçüncü şık;

Ya da duası nispetinde ondan bir kötülüğü savar” şeklindedir. (Hâkim, De’avât, I, 493)

Kabul olan duaları üç kısımda ele alabiliriz:

  • Bazı kimselerin yaptığı dualar,
  • Belirli zamanlarda yapılan dualar
  • Belirli mekânlarda yapılan dualar.

1. DUASI KABUL OLANLAR

Kur’ân’da ve hadis-i şeriflerde duası kabul edilenlerden bize örnekler verilmiştir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

a) Hz. Meryem’in Babası İmrân’ın Duası​

İmrân, kızı Meryem için;

Onu (Meryem’i) ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum / Senin korumanı diliyorum” (Âl-i İmrân, 3/36) diye dua etmiştir. Yüce Allah, İmrân’ın duasını kabul ettiğini şöyle bildirmektedir:

Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyyâ da onun bakımını üstlendi.” (Âl-i İmrân, 3/37)

b) Hz. Eyyûb Peygamberin Duası​

Eyyûb (a.s)’ın, hastalığının iyileşmesi ve sıkıntısının giderilmesi için Allah’a şöyle dua ettiği bildirilmektedir:

“(Ey Peygamberim!) Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine,‘Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen merhametlilerin en merhametlisisin’ diye yalvar-

mıştı.
” (Enbiya, 21/83)

Kulumuz Eyyûb’u da an: (O) Rabbine ‘Şeytan, bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu’ diye seslenmiş, dua etmişti.” (Sâd, 38/41) Yüce Allah, Eyyûb Peygamberin duası üzerine hastalığının iyileşmesi için,

Ona ayağını (yere) vur, işte yıkanacak ve içilecek serin (bir su)” (Sâd, 38/42) buyurmuş, Eyyûb (a.s.) ayağını yere vurmuş, çıkan su ile yıkanmış ve sudan içmiş, iç ve dış bütün hastalıklarından kurtulmuştur.

Yüce Allah, Eyyûb’un duasını kabul ettiğini şöyle bildirmektedir:

Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha vermiştik.” (Enbiyâ, 21/84)

c) Yûnus Peygamberin Duası​

Yûnus peygamber, balığın karnında şöyle dua etmiştir:

“(Ey Peygamberim!) Zünnûn’u (balık karnına girmiş olan Matta oğlu Yûnus’u) da an; zira (o, kavmine) kızarak (yurdundan) ayrılıp gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde (kalıp); ‘(Ey

Rabbim!) Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!’ diye yalvardı.” (Enbiyâ, 21/87) Yüce Allah, Yûnus Peygamberin duasını kabul ettiğini şöyle bildirmektedir:

Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, mü’minleri böyle kurtarırız.” (Enbiyâ, 21/88)

Bu ayetlerde Allah, bedensel ve zihinsel her türlü hastalıktan kurtulmak için tedavi yollarına başvurulması gerektiğini, şifayı verenin Allah olduğunu vurgulamaktadır.

Peygamberimiz (s.a.s.), Yûnus Peygamberin duası ile ilgili olarak;

Balık sahibi (Yûnus peygamberin), balığın karnında yaptığı duası;lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn (Ya Rabbî!) Senden başka ilâh yoktur, seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, gerçekten ben zâlimlerden oldum)’ şeklinde idi. Bu sözlerle dua eden herhangi bir Müslüman yoktur ki Allah onun duasını kabul etmiş olmasın” buyurmuştur. (Tirmizî, De’avât, 85; bk. Hâkim, De’avât, I, 505)

ç) Zekeriya Peygamberin Duası​

Zekeriya (a.s.), Allah’a dua edip kendisine çocuk ihsan etmesini istemişti:

“(Ey Peygamberim!) Zekeriyya’yı da (an). O, Rabbine; ‘Rabbim! Beni tek (yalnız başıma çocuksuz) bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın (her şeyim sana kalacaktır)’ diye dua etmişti.” (Enbiyâ, 21/89)

Yüce Allah, Zekeriya Peygamberin duasını kabul ettiğini şöyle bildirmektedir:

Onun duasını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ’yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hâle getirdik).

Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi
.” (Enbiyâ, 21/90)

d) Süleyman Peygamberin Duası​

Süleyman (a.s.), yüce Allah’tan mülk istemiştir:

O, ‘Rabbim! Beni affet, bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü Sen, çok lütufkârsın’, diye dua etti!

(Sâd, 38/35)

Yüce Allah, onun bu duasını kabul etmiştir:

Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.” (Sâd, 38/35–38)

Zikrettiğimiz bu beş örnekte, insanlara önder ve rehber olarak gönderilen peygamberlerin çeşitli konularda dua ettikleri ve dualarının kabul edildiği ve bunun bir öğüt olduğu bildirilerek mü’minlere yol gösterilmektedir.

Peygamberler gibi ihlâs ile usul ve şartlarına uygun olarak dua eden mü’minlerin duaları da kabul olur. Özellikle bazı zamanlarda, konumları ve durumları sebebiyle bir kısım insanların dualarının kabul olacağını Peygamberimiz bize bildirmiştir. Bunların bir kısmını şöyle özetleyebiliriz:
 
Üst