Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

HAVASS'UL KUR'AN

Modaratör

Active member
Bazı âlimlerin tarifine göre “Havâssu’l-Kur’ân, Kur’ân’dan bazı kelime, âyet ve sûrelerin belli bir tertibe göre okunması veya yazılması halinde niyet ve maksada uygun sonuçlar veren tesir ve özelliklerinden bahseden bir disiplini ve bunun literatürünü ifade eder.”38 Havâssu’l-Kur’ân ilmi, rivâyete dayanan ilimlerden biridir. Kur’ân-ı Kerîm’in bazı özelliklerine dair sahabe ve tabiundan çok sayıda rivâyet gelmiştir. Bu yönüyle bu ilmin Peygamber (s.a.v) devrine kadar dayandığını söyleyebiliriz.39 Havâssu’l-Kur’ân, Müslümanların Kur’ân’a olan derin imanları ve onu hayatın merkezinde görmelerinden neşet etmiştir. Bu inanca sahip âlimlerden birisi olan İbn Kayyim (ö.751/1350) Kur’ân’ın çeşitli hassalara sahip olduğunu şöyle dile getirmektedir: “Bir takım kelâmın havâs ve faydalarının tecrübe edildiği bilinmektedir. Âlemlerin Rabbi Allah, yarattıklarından daha üstün olduğu gibi kelâmı da diğer sözlerden üstündür. Dolayısıyla tam bir şifâ, faydalı bir koruma, hidâyete götüren bir ışık ve “eğer bir dağın üzerine indirilseydi azametinden dolayı dağı paramparça ederdi” buyurduğu Kur’ân’ın, kuşatıcı bir rahmet olmadığı düşünülemez.”40

Taşköprüzâde’nin (ö.968/1560) belirttiği gibi, Havâs ilminin hem Esmâ-i Hüsnâya dayalı pozitif bir türü hem de sihre dayalı negatif türü vardır.41 Bu açıdan bakıldığında Havâssu’l-Kur’ân merkeze Kur’ân’ın gücünü koyarak sihir, simya vb. şeylerden ayrılmaktadır. Dolayısıyla bu havâs sihir ilminin alt dallarından değil Kur’ân ilimlerinin alt dallarındandır.42

Havâssu’l-Kur’ân ile ilgili rivâyetler Hz. Peygamber zamanında başlamış ve erken dönemlerden itibaren bununla alakalı uygulamaların meşruiyeti seçkin âlimler arasında tartışmaya açılmıştır. Söz gelimi Hasan Basrî, Mücâhid, Ebû Kulâbe ve Evzâî, su kabının içine Kur’ân’ın yazılıp onunla hastanın yıkanmasında ve ondan içmesinde bir sakınca olmadığını söylerken; Nehaî bunu mekrûh görmüştür. Kadı Hüseyin, Bağavî vd ise Kur’ân’ın tatlı ve yemeklere yazılıp yenmesinde sakınca olmadığını söylemişlerdir.43

Havâssu’l-Kur’ân’da üzerinde en çok durulan konular Hz Peygamber tarafından önemine dikkat çekilen Besmele, Lafza-i Celâl, İsm-i A’zam, Fâtiha, Ayete’l-Kürsî, Bakara Sûresi’nin son üç ayeti, İhlâs, Muavvizeteyn, Yâsîn, Mülk, Hâmîmler gibi Esmâ, ayet ve sûrelerdir. Bu bağlamda besmelenin havâssı ile ilgili birçok bilgi aktarılmıştır. Bu bilgilerden birisine göre “her gün beş vaķit namazı müteakib yirmi bir defa besmele-i şerife okumak itiyad eden kimse her bir hususta mazĥar-ı lütf-u Huda ve naili inayet-i Kübra olur. Cenab-ı Hakkın Raĥman ve Raĥîm Esma-i Kudsiyyesinin bereketiyle her türlü bela ve afetten faķr ve sefāletten, mevt-i fec’iden, haps ve esir olmaktan emįn ve maĥfûž bulunur.”44 Kanaatimizce bu tür havâs bilgileri Müslümanların Kur’ân’ı daha çok önemsemelerine ve besmele gibi ulvî bir kelamı gündelik hayatta daha faal biçimde kullanmalarına vesile olmaktadır.
 
Üst