Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

HAVAS KİTAPLARINA GENEL BAKIŞ

Modaratör

Active member
İslâm dünyasında yazılmış olan havâs kitaplarında burçlar, vakitler, harfler, sayılar, madenler, taşlar gibi Havâs ilminin genel konularının yanı sıra Esmâi Hüsnâ ve Kur’ân’ın çeşitli usûllerde okunması ve yazılması iç içe anlatılmıştır. İşte bu durum havâs kitaplarında Kur’ân’ın özüyle bağdaşmayan türden bazı bilgilerin ve çeşitli uygulamaların bulunmasına yol açmıştır. Mesela “Kenzu’l-Havâs adlı kitapta yer yersihir görünümü veren duâ ve uygulamalara rastlanmaktadır. İnsanların ve hayvanların teshiri, cinleri davet gibi hususlar İslâm’ın asla tasvip etmeyeceği uygulamalardır. Müellif her ne kadar kitâbının hayır yönünde kullanılmasını salık veriyor olsa da, eserin içindeki bazı uygulamaların iyi niyetli ve İslâm’a uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.”30 Ayrıca İbn Haldun’un da işaret ettiği gibi Mesleme Macritî (ö.397/1007) “el-Gâye” adlı eserinde, Bûnî ise “Enmât” adlı eserinde tılsımcılarla aynı prensiblerden hareket ederek kabul edilemez biçimde Kur’ân’ın sûre ve ayetlerini çeşitli kısımlara ayırma yoluna gitmişlerdir.31

Havâs kitaplarına sihir izlenimi veren bilgilerin girmiş olması daha önce değindiğimiz gibi Havâs ilminin, bugün artık müstakil hale gelmiş birçok bilimi bünyesinde taşımasından ileri gelmektedir. Fakat Esmâ-i Hüsnâ ve Kur’ân’ın havâssının yanında sihir ve büyü cinsinden bilgilerin yer alması insanların zihninde sihir ve büyünün meşru görülmesi riskini oluşturmaktadır. Bu sebepten dolayı Havâssu’l-Kur’ân konusunun müstakil bir başlık halinde ve Havâs ilminin genel konularından tecrid edilerek, Kur’ân’ın rûhuna uygun düşecek biçimde kitaplaştırılması daha sağlıklı gözükmektedir. Çünkü gerçekten de havâs kitaplarında sorgulanması gereken enteresan bilgiler yer almaktadır. Bu tür bilgilerin bulunmasını genel olarak İslâm âlimlerinin her bilgiyi kaybolmaması için kaydetmelerine bağlamak mümkündür. Ne var ki bilgilerin eleştiri süzgecinden geçirilmeden aktarıldığı havâs kitaplarının, toplumda birçok hurafe ve batıl inancın yayılmasında kendince bir etkisi olmuştur.

Bununla beraber havâs kitaplarının kimisi daha çok hadislerde Fedâiline sıkça değinilen Esmâ, sûre ve ayetleri ele almıştır. Bu bağlamda Havâssu’l-Kur’ân konusunun biraz daha özenle işlendiği türden kitapların mevcut olduğu söylenebilir. Mesela Hazinetu’l-Esrâr adlı kitapta en çok Besmele, Bakara Sûresi’nin son üç ayeti, Hz. Yunus’un duâsı, Haşir Sûresi’nin son kısmı, Ayete’l-Kürsî, Fâtiha, İhlâs, Yâsîn, Fetih, Vâkıa, Mülk, Amme, Duhâ, İnşirâh, Kadir, Kevser ve Muavvizeteyn Sûreleri işlenmiş ve müellif tarafından İslâm âlimlerinin “Kur’ân harflerini ters çevirip yerlerini değiştirmenin küfür olduğunu ve böyle şeyler yapmaktan Allah’a sığındıkları32 dile getirilmiştir. Bununla beraber bu kitaplar da Havâs ilminin genel usûllerinden vareste değildir. Havâs kitaplarının “içindekiler” kısmı incelendiğinde derde deva her alandan formüllerin zikredildiğini görebilmekteyiz. Doğal olarak bu durum okuyucuyu hemen celb etmektedir. Bu kitaplarda sayısal olarak en çok tıpla ilgili reçetelerin yer aldığı gözden kaçmamaktadır. Bunlar arasında sağır lık, sara, zekâ geriliği, veba, kolera, nefes darlığı, pelteklik, romatizma, halsizlik, felç, akıl hastalıkları, baş ağrısı, ateşli hastalıklar, kısırlık, humma, sivilceler, yanıklar, kabızlık, kan kaybı, göz hastalıkları, diş ağrısı, kolay doğum vb rahatsızlıklar için reçeteler önerilmektedir. Bunun yanı sıra şöhret, mutluluk, zengin olmak, zor işleri başarmak, iş bulmak, kısmet açmak, şeref ve itibar kazanmak, huzur bulmak, hapisten kurtulmak, cesaret sahibi olmak, müşteri çekmek, ekin ve mahsullerde bereket elde etmek, hırsızlardan korunmak vb birçok konuda çözümler sunulmaktadır.

Elbette ki bunların sorgulanması gerekir. Zaten bu tür kitapların bazısına daha yazıldıkları dönemde çeşitli eleştirilerin yapıldığı mukaddimelerinden anlaşılmaktadır. Örneğin Seyyid Süleymân el-Hüseynî eserine yapılan tenkitleri şöyle değerlendirmektedir: “Bu hususda uzun uzadıya bast-ı makala bizi sevk eden şey bażı erbab-ı inkarın “Kenzu’l-Havassı” neşr ile halkı kesalet ve batalete sevk eylediġimize dair yükselttikleri sada-yı itiraza cevab vermekle beraber karilerimizden -pek az ise de- bazı zevatın yanlış anladıklarını -müracaatları üzerine- anladığımızdır…. Hiçbir hususda Havas, insanı teşebbüsden vareste kılamaz. Mesela bir maksadın husulü için Havas oķuyan kimse anın esbab-ı zahiriyesine de tevessül ve teşebbüs etmelidir ki muvaffakiyet hasıl olsun.”33

Fakat havâs kitaplarında zikredilen malumâtın imkânsızlığını ileri sürerek bunları bir çırpıda yok etmek ilmî bir tutum olamaz. Ayrıca bu kitaplarda yer alan bazı bilgiler kanaatimizce bilimkurgu türünden insanının ufkunu açmaya yarayacak bilgilerdir. Mesela Kartal veya Akbabayı itaat altına alıp onlarla uçmak, görünmez hale gelmek, sudan zeytinyağı veya devlet parası yapmak,34 kâğıdı altın ve gümüşe çevirmek35 gibi formüller birer absürd gibi algılanmamalıdır. Bilakis bunlar muhtemel keşif ve icatlar için birer ilham kaynağı telakki edilmelidir.

İslâm dünyasında Havâs ilminin otoritelerinden birisi olan el-Bûnî konunun hassasiyetinden olsa gerek, Şemsu’l-Maârif adlı kitâbının girişinde bu ilimlerden sadece nasibi olanların faydalanması için niyazda bulunmaktadır. Ardından bu kitâbı kötü niyetle kullanmak isteyenleri kendince inzâr etmekte ve: “Ehlinden gayrı kimselere ve usûl ve tavsiyem dışında kullananlara bu kitâbım haram olsun derim. Zira bu kitâbımı kötüye kullananlardan her türlü hayır ve bereket kalkmış olur. Hak Teâlâ bu türlü davrananları kötü duruma sokar. Kitâbımdan faydalanacak kimseler tam abdest ve tahâret üzerine ve Allah’ın adını anarak kitâbımı ellerine almalıdır. Böylece Allah’ın rızâsını kazanarak bu kitaptaki başarıya kavuşabilirsin. Ve yine bu kitâbı Allah’ın rızâsı olan yönde kullanmaya bakmalısın. Çünkü bu kitâbı ben sâlih, ârif, itaatli, amel sahibi Allah’a maddeten ve manen bağlı müridler için yazmış bulunuyorum. Bu kitâbım bu gibiler içindir. Bu kitaptan ne az ne de çok isteklerde bulunma”36 şeklinde tenbihlemektedir.

Bizim toplumumuzda oldukça meşhur olan ve yazarının dediğine göre tecrübe edilmiş havâsdan derlenerek telif edilen Kenzu’l-Havâs adlı kitapta da müellif, okuyucularına biraz daha uyarıcı tenbihlerde bulunarak şunları kaydetmektedir: “Bu havassı hayr ve meşru hususatta istimal etmelerini bi’l-hassa rica eyleriz. Çünkü havass-ı celileyi mahallinin gayrinde istimal günah-ı azimdir. El ve silahıyla ızrar, dil ve kalemiyle ızrarın aynıdır. havass-ı celile ile amal-ı nefsaniyeye hizmet edenlerin mutazarrır oldukları görülmüştür.”37 Müelliflerin bu ikazları bir bakıma bir kaygıyı da içermektedir. Çünkü bu tür kitaplarda zikredilen Havâs ilmine ait sonuçlar belki birçok kişi tarafından elde edilemeyebilir veya elde edilen netice şer yönde kullanılabilir. Bu durumda o kişilerde Kur’ân’a karşı menfî bir tutum gelişebilir. Burada en büyük yanılgı bu ilmin muhataplarının kimler olduğunu bilmemektir. Çünkü bu ilim belli bir yaşam tarzı, daha doğrusu dinin en ince şekliyle yaşanmasını gaye edinen havâssa özgü bir ilimken, avamdan insanlar sadece bir takım vird ve zikirlerle neticeye kestirme biçimde ulaşacaklarını zannederler. Oysaki bu ilim bir yaşam tarzının meydana getirdiği tecrübe ve algıyla ilgilidir. Havâs kelimesi zaten özel bir alanı işaret eder. O genelin değil özelin ilmidir. Herkesin fıtratı bu ilme müsait değildir.
 
Üst