عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ: افْتَقَدْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَاتَ لَيْلَةٍ، فَظَنَنْتُ أَنَّهُ ذَهَبَ إِلَى بَعْضِ نِسَائِهِ، فَتَحَسَّسْتُ ثُمَّ رَجَعْتُ، فَإِذَا هُوَ رَاكِعٌ أَوْ سَاجِدٌ يَقُولُ: «سُبْحَانَكَ وَبِحَمْدِكَ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ» فَقُلْتُ: بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي، إِنِّي لَفِي شَأْنٍ وَإِنَّكَ لَفِي آخَرَ
“Bir gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanımda olmadığını fark ettim. Diğer hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim. Aramaya başladım. Bir müddet sonra dönüp geldim, bir de baktım ki O, rükû veya secde hâlinde:
«(Allâh’ım) Sen’i noksan sıfatlardan tenzîh eder ve Sana hamd ederim. (Rabbim!) Sen’den başka ilâh yoktur.» diyordu. Bunun üzerine (biraz da kendimden utanarak) şöyle dedim:
«–Anam babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Ben nelerle meşgulüm, Sen nelerle!..»” (Müslim, Salât, 221)
“Bir gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanımda olmadığını fark ettim. Diğer hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim. Aramaya başladım. Bir müddet sonra dönüp geldim, bir de baktım ki O, rükû veya secde hâlinde:
«(Allâh’ım) Sen’i noksan sıfatlardan tenzîh eder ve Sana hamd ederim. (Rabbim!) Sen’den başka ilâh yoktur.» diyordu. Bunun üzerine (biraz da kendimden utanarak) şöyle dedim:
«–Anam babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Ben nelerle meşgulüm, Sen nelerle!..»” (Müslim, Salât, 221)