“–Gel (kardeşim!) Allâh için bir müddet oturup Rabbimiz’e îmânımızı tâzeleyelim (O’nu zikredelim).” derdi.
Bunun ne demek olduğunu anlayamayan bir sahâbî, gidip durumu Hazret-i Peygamber’e -sallâllâhu aleyhi ve sellem- anlattı. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de ona:
“–Allâh, Abdullâh bin Revâha’ya rahmet etsin. O, meleklerin medhettiği (zikir) meclislerini çok sever.” karşılığını verdi. (Ahmed, III, 265)
Bunun ne demek olduğunu anlayamayan bir sahâbî, gidip durumu Hazret-i Peygamber’e -sallâllâhu aleyhi ve sellem- anlattı. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de ona:
“–Allâh, Abdullâh bin Revâha’ya rahmet etsin. O, meleklerin medhettiği (zikir) meclislerini çok sever.” karşılığını verdi. (Ahmed, III, 265)