“–Sübhânallâh! Senin buna gücün yetmez. Şöyle duâ etseydin olmaz mıydı:
رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Rabbenâ âtinâ fî-ddunyâ haseneten vefi-l-âḣirati haseneten vekinâ ‘ażâbe-nnâr(i).
«...Rabbimiz! Bize dünyâda da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru!» (el-Bakara, 201)”
Bunun üzerine adam bu duâyı yaptı ve şifâ buldu. (Müslim, Zikir, 23; Tirmizî, Deavât, 71/3487)
Duâ ederken Allah Teâlâ’dan ne istediğimize dikkat etmeli ve âdâbına riâyetle niyazda bulunmalıyız. Cenâb-ı Hak’tan devamlı hayır, iyilik ve âfiyet istemeliyiz.
رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Rabbenâ âtinâ fî-ddunyâ haseneten vefi-l-âḣirati haseneten vekinâ ‘ażâbe-nnâr(i).
«...Rabbimiz! Bize dünyâda da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru!» (el-Bakara, 201)”
Bunun üzerine adam bu duâyı yaptı ve şifâ buldu. (Müslim, Zikir, 23; Tirmizî, Deavât, 71/3487)
Duâ ederken Allah Teâlâ’dan ne istediğimize dikkat etmeli ve âdâbına riâyetle niyazda bulunmalıyız. Cenâb-ı Hak’tan devamlı hayır, iyilik ve âfiyet istemeliyiz.