Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

Duanın Edebleri 3

Modaratör

Active member
Fazla korkudan ümitsizlik, korkusuz ümitten de gaflet doğar.

Kâbulünden de ümitli olarak Allah'a iyi zanda bulunmak:

Duada insan ümide bağlı olmalıdır. Nitekim Rasülullah (a.s.)

"Sizden biriniz, dua ettiği zaman: "Ey Allah'ım! Eğer dilersen beni affeyle, dilersen bana rahmet eyle" demesin. Ancak istediğini kesinlikle Cenâbı Hakk'dan istesin. Çünkü Cenab-ı Hakkı zorlayacak herhangi bir kuvvet ve kudret mevcut değildir."19 buyurmaktadır.

Şu mesele bilinmelidir ki: Duanın kabul edilmesi, Mevlâ Teâlâ Hazretleri tarafından sâ'dık bir va'd (doğru bir sözdür). Hem kim bir hâcet için duâ edip de o anda kabûlünü görmezse bunun sebepleri vardır.

Ve zaten duanın kabul edilmesi, kulun "Ya Rabbi, Ey Rabbim" dediğinde Mevlâ'nın "Lebbeyk abdî - Söyle kulum" demesidir. Bu ise, her dua eden mü'min hakkında va'd edilmiş bir gerçektir. Lâkin dua edenin hâcetinin görülmesi bazı kere o anda olur, bâzen de uzun zaman sonra olur. Ve bâzen de ahirette olur. Bazı kere de hayır, onun duasının kabul edilmemesinde olur.

Ebû Hureyre (r.a.)den rivayete göre Rasûlullah (s.a.): "Siz den herbirinizin duasına, acele etmediği takdirde icâbet olunur. İnsan (acele edip): Dua ettim de kabul olmadı" der buyurmuştur.20

Bununla beraber, dua etmek ibadetin tâ kendisidir ve ahirette sevabı vardır. Kabûlü âni olmadığından, istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi umulduğu gibi, duası miktarı o kimsenin üzerinden bir şerrin def'ine (kötülüğün kalkmasına) sebep olması veya bilmediği bir yönden duâsının eserinin hâsıl olması ihtimâline binâen hiçbir duaya kabul olunmadı nazarıyla bakılamaz.

Zira insan, istediği şeyin hâsıl olup-olmamasında ne gibi hikmetler olduğunu bilemez.21

Defalarca isteyerek duasında ısrar etmelidir. İbn Mesud (r.a.) anlatıyor: Rasülullah (a.s) duayı 3 kere yapmaktan, istiğfarı da 3 kere yapmaktan hoşlanırdı.22

Duanın başlangıcında hemen isteklerini arz etmeye girişmemelidir. Evvelâ zikretmeli, zikirden sonra isteklerini sıralamalıdır.

Seleme b. Ekvâ diyor ki:

- Allah'ın Rasûlünden dinlediğim bütün duaların başlangıcında o mutlaka "Sûbhâne Rabbiyel-Aliyyil-A'lel-Vehhâb" derdi.23

Rasülullah (s.a.) dua eden bir adamın, dua sırasında Hz. Peygamber'e salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen:

"Bu kimse acele etti" buyurdu. Sonra adamı çağırıp:

"Biriniz dua ederken Allahü Tealaya hamdü Senâ ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber (a.s.)'a salât okusun sonra da dilediğini istesin" buyurdu.24

Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor: Rasülullah (a.s.) buyurdular ki: "Dua semâ ile arz arasında durur. Bana salât okunmadıkça Allah'a yükselmez.25

Duanın kabul olmasının nedeni bâtınî edebtir. Ki o da tevbe etmek, bütün varlığıyla Cenâb-ı Hakk'ın ibadetine yönelmektir, insanoğlunun Allah'a dua etmeye ondan istemeye yüzü olmalı. Önce sen Allah'ın dediğini (tevbeyi) yap ki O da senin dediğini (duanı) yerine getirsin. O halde dua eden nefsini beşeri sıfatlardan ve kötü huylardan tertemiz etmelidir. Çünkü bunlar dua yolunu kesicidir.

Bir gün İBRAHİM Edhem (k.s.) hazretlerine sordular.

- Efendim biz dua ediyoruz da duamız kabul olmuyor.

İBRAHİM Edhem (k.s.):

Şunun için duanız kabul olmaz ki

Hakkı bilirsiniz emrini tutmazsınız.

Peygamberi bilirsiniz sünnetleri yerine getirmezsiniz.

Kur'anı okursunuz, amel kılmazsınız.

Hakkın nimetlerini yersiniz, şükretmezsiniz.

Cennet vardır bilirsiniz O'nu talep etmezsiniz.

Cehennem var bilirsiniz varır içine düşersiniz.

Ölüm vardır dersiniz hazırlanmazsınız.

Babanızı annenizi diğer sevdiklerinizi kendi elinizle kabre koyarsınız, ibret almazsınız.

Bunca yaramazlıkla elbet duanız müstecab olmaz buyurdu.


Ruhunu Allah'ın gayrine iltifat etme kirinden temizlemeli ki,.Mevlâ'nın lütfuna mazhar olsun.

Dua gök kapısının anahtarıdır. Bu anahtarın dişleri ise helâl lokmadır. Nitekim Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle buyruluyor: "Ey insanlar! Şüpesiz ki Allah Tayyip (tertemizdir. Tayyipten başka birşey kabul etmez" Allah mü'minlere de Rasullere emrettiği şeyleri emrederek: "Ey Rasuller helâl olan şeylerden yeyin ve salih amellerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı pekâlâ bilirim..." (Başka bir ayette): "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların helâl, hoş olanlarından yeyin buyurmuştur" dedi.

Sonra şunları söyledi: "Bir kimse (Hak yolunda uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir halde, ellerini semaya uzatarak, Ya Rabbi Ya Rabbi diye dua eder. Halbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram (hâsılı) kendisi haramla beslenmiş olursa böylesinin duası nasıl kabul edilir? 26

Hz. Âişe anlatıyor: Rasülullah (s.a.) şöyle yalvardılar: "Allah'ım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği takdirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla Rahmetin talep edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum."

Hz. Aişe'nin belirttiğine göre bir başka gün Rasülullah (s.a.)'in kendisine "Ey Âişe kendisiyle dua edildiği takdirde icabet ettiği ismi, Allah'ın bana gösterdiğini sen biliyor musun? diye sormuştu. Hz. Âişe der ki: "Ben: Ey Allah'ın Rasûlü, Anam babam sana feda olsun, onu bana öğret dedim." Ey Âişe onu sana öğretmem uygun düşmez" buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp başını öptüm ve "Ey Allah'ın Rasûlü O'nu bana öğret" diye ricada bulundum. O yine "Onu sana öğretmem uygun olmaz Ey Âişe; onunla senin dünyevi bir şey talep etmen uygunsuz olur" buyurdu.

Hz. Âişe der ki: "Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım, sonra: Allah'ım sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahman isminle dua ediyorum Sana bildiğim bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle" diye dua ettim. Bu duam üzerine Rasülullah (s.a.) güldü ve "İsmi Âzam senin yaptığın şu duanın içinde geçti" buyurdu. ' 27

Allahü Teâlâ Araf Sûresi 180. âyeti kerimesinde meâlen şöyle buyuruyor: "En güzel isimler Allah'ındır. O'na o isimlerle dua edin. Onun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını görecektir."

Ebû Hureyre (r.a.)
den rivayet'e göre Rasülullah (s.a.) şöyle buyuruyor: Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer ve Allah tektir, tek'i sever 28

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: Bir adam şöyle dua etmişti: "Ey Allah'ım hamdlerim sanadır, nimetleri veren sensin, senden başka ilah yoktur. Sen semâvat ve arzın celâl ve ikram sahibi yaratıcısısın. Hayy ve Kayyûmsun (Kâinatı ayakta tutan hayat sahibisin) bu isimlerini şefaatçi olarak senden istiyorum!

(Bu duayı işiten) Rasüullah (s.a.) sordu:

"Bu adam neyi vesîle kılarak dua ediyor biliyor musunuz? Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a yemin ederim ki, O, Allah'a İsm-i Âzam'ı ile dua etti. O ismi Âzam ki onunla dua edilirse Allah icabet eder, onunla istenirse verir." 29

Rasülullah (s.a.) bir adam'ın: "Ey Allah'ım, bir ve samed olan, doğurmayan ve doğrulmayan, eşi ve benzeri de olmayan Allah adıyla senden istiyorum, günahlarımı mağfiret et, sen gafursun, Rahimsin!" dediğini işitmişti, hemen şunu söyledi: "O mağfiret edildi" O mağfiret edildi."30

SIKINTI ANINDA DUA ETMEK

Duanın inen musibet için faydası, onun ortadan kalkması hafif atlatılması şeklinde olabilir. Yahut da Cenâb-ı Hakk'ın vereceği sabır ve mukavemet yoluyla da olabilir. Böylece musîbete tahammül edilir ve zararı hafif giderilir. Zaten gelmiş olan musibet karşısındaki sabırsızlık ve panik, musibeti katmerler. Mûsîbet ânında yapılacak duanın tesiri kesindir. Fakat şu hadis doğrultusunda.

Ebû Hureyre (r.a.) den rivayet edilen bir hadisi şerifte Rasülullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Her kim zor ve sıkıntılı zamanlarda dualarının kabul edilmesini isterse, rahat zamanlarında çok dua yapsın"31

"Genişlik zamanında dua etmek kadar Allah'a hoş gelen birşey yoktur"32

İnmeyen musîbete duanın faydası daha zahirdir. Henüz inmemiş olan belâ, duanın bereketiyle def edilip kaldırılabilir.

Nitekim Nemi Sûresi 62 âyetinde meâlen: "Yahut başı sıkılan kendisine dua ettiği vakit, onun duasını kabul edip, sıkıntıyı gideren, ve sizi yeryüzünün halifeleri yapar mı?.."

Fussilet Sûresi 51: "İnsana bir nîmet verdiğimiz zaman yüz çevirir ve kendine yönelir. Fakat O'na bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur"

Yunus Sûresi 12. âyetinde ise aynı durumu Mevlâ Teâla şöyle beyan etmiştir:

"İnsana bir darlık gelince yan yatarken, oturur veya ayakta iken bize yalvarır. Biz darlığını giderince başına gelen darlıktan ötürü bize, hiç yalvarmamış gibi geçip gider. İşte böyle haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler süslü gösterildi."

Bakalım Peygamberimiz bu konuda ne söylüyor?..

Ebû Hureyre (r.a.) Rasülullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Tahammül edilmez belâdan, sıkıntıya düşmekten, kazanın fena etkisinden ve düşmanın gülmesinden Allah'a sığınınız."33.
 
Üst