Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

DUADA ISRARCI OLMAK DOĞRU MU?

Modaratör

Active member
Allah’a hamd ve Resûlü’ne salât ü selamla başlanan bir duada, arzu ve isteklerimizi Rabbimize arzettikten sonra, neticeyi elde etme hususunda aceleci davranmamak gerekir. Zira beşinci hadisimizde:

“Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi” diyerek acele etmediğimiz müddetçe duamızın er veya geç kabul edileceği müjdelenmektedir. Bu da, “Kulum beni nasıl düşünürse ben ona öyle tecellî ederim” hadis-i kutsîsinin ifadesiyle Cenâb-ı Hakk’ın, acele etmeden dua eden kuluna rahmetiyle yöneleceğini ifade etmektedir. Dolayısıyla âdâbına riâyetle dua edebilmek, kul için büyük bir lûtuftur. Resûlullah şöyle buyurur:

“Kime dua kapısı açılırsa, ona rahmet kapıları açılır. Allah’ın en çok sevdiği şey, kendisinden âfiyet istenilmesidir. Dua, inen ve inmeyen (belâlara karşı) faydalı olur. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sarılınız.” (Tirmizî, Deavât, 101/3548)

Dua eden bir kimsenin, duasının karşılığı geciktiği veya başka bir şekilde tecelli ettiği için, “dua ettim fakat kabul edilmedi” demesi, yaptığı duayı başa kakıp ye’se düşmesi anlamına gelir ki, bu imanî açıdan da tehlike arz etmektedir. Zira âyet-i kerimede:

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü, Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler topluluğu ümit keser” buyrulur. (Yûsuf 12/87)

İnsan bazen istediği şeyin gerçekleşmediğini görünce duasının kabul edilmediğini zanneder. Hâlbuki duanın kabulü birkaç türlü olabilir. Nitekim Resûlullah:

“Yeryüzünde bir Müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile alâkasını kesmeyi arzu etmediği sürece, Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir” buyurmuştur.

Efendimiz’in bu sözü üzerine, orada bulunanlardan biri:

“–O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz” deyince Resûl-i Ekrem:

“–Allah’ın lûtfu, sizin istediğiniz şeylerden daha çok ve geniştir” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 115/3573; 9/3381)

Diğer rivâyetlerde “veya Allah Teâlâ onun duâsını âhirete saklar, (orada duası sebebiyle kendisine ihsanlarda bulunur)” ziyâdesi yer almaktadır. (Ahmed, III, 18; Hâkim, I, 670/1816; Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 374, no: 710)

Zeyd bin Eslem (r.a.) şöyle der:

“Dua eden herkes, muhakkak şu üç şeyden birini elde eder: Ya duası kabul edilir, ya kendisi için âhirete saklanır, ya da yaptığı dua günahlarına kefaret olur.” (Muvatta’, Kur’ân, 36)
 
Üst