Duada haddi aşmak birkaç türlü açıklanmıştır.
Hadis metninde olduğu gibi, bütün olarak istenilen şeyin teferruatını tekrar sayıp dökmek,
“Araçsız gökyüzüne çıkmak”, “bir dağın altına dönüşmesi” ve “ölülerin dirilmesi” gibi normal şartlar hâricindeki şeyleri istemek,
Söylenilen sözlerin secîli olmasına çalışmak, birbirine benzeyen kelimeleri sıralamak (yani cümleleri şiir okur gibi kâfiyeli söylemek) için gayret sarf etmek ve dua ederken bağırıp çağırmaktır. Nitekim İbn-i Abbâs (r.a.) bu hususa işaretle şöyle demiştir:
“Duada secîden kaçın. Zira ben, Resûlullah ve Ashab-ı Kirâm devrinde yaşadım, onlar böyle bir şey yapmıyorlardı.” (Buhârî, Deavat, 20)
“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez” âyet-i kerimesini görmezden ve bilmezden gelerek bağıra çağıra ve âdeta emredercesine dua eden, bir söylediğini değişik ifadelerle tekrarlayıp duran duahanların hâli, gerçekten hüzün vericidir. Kendisine dua etmemizi emreden, dua edersek bizi geri çevirmeyeceğini vaad buyuran Cenâb-ı Mevlâ, nasıl dua etmemiz gerektiğini tarif etmiş, Resûlullah da bunun sayısız örneklerini ortaya koymuştur. Kula yakışan; Rabbinin huzurunda olduğunu unutmadan, yalvaran bir edâ ile gayet ölçülü bir ses ve özlü ifadelerle dua etmesidir.
Hadis metninde olduğu gibi, bütün olarak istenilen şeyin teferruatını tekrar sayıp dökmek,
“Araçsız gökyüzüne çıkmak”, “bir dağın altına dönüşmesi” ve “ölülerin dirilmesi” gibi normal şartlar hâricindeki şeyleri istemek,
Söylenilen sözlerin secîli olmasına çalışmak, birbirine benzeyen kelimeleri sıralamak (yani cümleleri şiir okur gibi kâfiyeli söylemek) için gayret sarf etmek ve dua ederken bağırıp çağırmaktır. Nitekim İbn-i Abbâs (r.a.) bu hususa işaretle şöyle demiştir:
“Duada secîden kaçın. Zira ben, Resûlullah ve Ashab-ı Kirâm devrinde yaşadım, onlar böyle bir şey yapmıyorlardı.” (Buhârî, Deavat, 20)
“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez” âyet-i kerimesini görmezden ve bilmezden gelerek bağıra çağıra ve âdeta emredercesine dua eden, bir söylediğini değişik ifadelerle tekrarlayıp duran duahanların hâli, gerçekten hüzün vericidir. Kendisine dua etmemizi emreden, dua edersek bizi geri çevirmeyeceğini vaad buyuran Cenâb-ı Mevlâ, nasıl dua etmemiz gerektiğini tarif etmiş, Resûlullah da bunun sayısız örneklerini ortaya koymuştur. Kula yakışan; Rabbinin huzurunda olduğunu unutmadan, yalvaran bir edâ ile gayet ölçülü bir ses ve özlü ifadelerle dua etmesidir.