Havas Okulu ilmi Genel Makaleler | Esmalar | Vefk & Tılsım | Büyü Fal

Havas ilmi & Gizli ilimler

Havas İlminin Derinliklerine Yolculuk: Kadim Bilgelik ve Gizemli Sırlar

DUA EDERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Modaratör

Active member
Bizlere her konuda en güzel örnek olan Efendimiz, duadaki edep ve inceliklerle ilgili dikkat edilmesi gereken hususları da açıklamıştır:

Dua ederken Allah Teâlâ’ya hamd ü senâ, Efendimiz’e de salat ü selam ile başlamak gerekir.

Duanın, istek ve ihtiyaçlarımızı Allah’a arzetmekten başka, Allah’ı anmanın ve yüceltmenin bir yolu olduğunu söylemiştik. Kur’ân’da, bilhassa Peygamberlerin dualarında, Rabbimiz sıfatları ile birlikte yüceltilmektedir. Efendimiz de hamd ve salât ü selâm olmadan başlanan bir duayı, acelecilik olarak nitelemektedir. Çünkü dua esnasında insan, Allah’tan başka her şeyden alakayı kesip sadece O’na yönelerek âcizliğini en güzel şekilde hissedebilmek için, önce hamd etmeli, sonra İslâm nimetini getiren Efendimiz’e minnet borcu olarak salât ü selâm getirmeli, daha sonra da duaya geçmelidir. Bu, âdeta bir kapıyı vururken, o kapının anahtarlarını elinde tutan zâta selâm vermek gibidir.

Diğer taraftan, salât ve selâmın mânâsı, Cenâb-ı Hak’tan Hz. İbrahim ve onun âilesine verilenlerin, ay-nen Efendimiz’e de verilmesini talep etmek ve Hz. İbrahim’in gönüllerde kazandığı saygıya denk bir saygıyı Allah Resûlü için de arzu etmektir. Böyle makbûl iki duanın arkasından gelen bir isteğin kabûl edilmesi de, bir yönden teminat altına alınmış olur.

Bir gün Resûlullah Mescid’de otururken içeriye bir adam girdi. Namaz kılıp, “Allah’ım, beni bağışla bana merhamet et!” diye dua etti. Bunun üzerine Resûlullah:

“–Ey namaz kılan adam! Acele ettin. Namazını kılıp da oturduğun zaman lâyık olduğu şekilde Allah’a hamd et, sonra bana salavat getir. Sonra da ona dua et” buyurdu.

Daha sonra başka bir adam namaz kıldı. Namazdan sonra Allah’a hamd etti, Peygamber’e salavat getirdi. Resûlullah bu zata:

“–Ey namaz kılan! Dua et, karşılık görürsün” buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 64/3476; Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1481)

Duanın bir diğer âdâbı da insanın kendisinden başlayarak yakından uzağa doğru dua etmesidir. Nitekim insanın malını harcarken ve sadaka verirken de aynı usûlü takip etmesi tavsiye edilmiştir. Bu durum, bencillik değildir. İnsan her şeyden evvel kendisini kurtarmak mecbûriyetindedir. Herkesin bazı günahlarının ve bir takım ihtiyaçlarının olacağı da muhakkaktır. Bu durumda kişinin, kendisini atlayarak başkalarına dua etmesi, belki de müstağnîlik mânâsı taşıyacaktır. Dolayısıyla mü’minin, büyük bir tevâzû ile herkesten çok kendisinin mağfirete ve rahmet-i ilâhiyeye muhtaç olduğunu düşünüp evvelâ kendisine, sonra da diğer insanlara dua etmesi daha güzel olur.
 
Üst