“–Bir kul günah olan veya akrabâsı ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duâsı kabûl olunur.” buyurmuştu.
“–Yâ Rasûlâllah! Acele etmek ne demektir?” diye sordular.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Kul; «Nice defâlar hep duâ ediyorum da Rabbim duâmı kabûl etmiyor.» der. Duâsının hemen kabûl edilmemesi sebebiyle bıkar ve duâyı bırakır. (İşte o zaman acele etmiş olur.)” cevâbını verdi. (Müslim, Zikir, 92)
Nitekim Zekeriyyâ -aleyhisselâm-’ın, dîni te’yîd maksadıyla;
“...Rabbim! Beni yalnız bırakma!..” (el-Enbiyâ, 89) diyerek istediği evlât, kendisine ancak kırk sene sonra Yahyâ -aleyhisselâm- olarak ihsân edilmiştir.[1]
Dipnot:
[1]. Bkz. Meryem, 7-8; İbn-i Allân, Delîlü’l-Fâlihîn, IV, 311-312.
“–Yâ Rasûlâllah! Acele etmek ne demektir?” diye sordular.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Kul; «Nice defâlar hep duâ ediyorum da Rabbim duâmı kabûl etmiyor.» der. Duâsının hemen kabûl edilmemesi sebebiyle bıkar ve duâyı bırakır. (İşte o zaman acele etmiş olur.)” cevâbını verdi. (Müslim, Zikir, 92)
Nitekim Zekeriyyâ -aleyhisselâm-’ın, dîni te’yîd maksadıyla;
“...Rabbim! Beni yalnız bırakma!..” (el-Enbiyâ, 89) diyerek istediği evlât, kendisine ancak kırk sene sonra Yahyâ -aleyhisselâm- olarak ihsân edilmiştir.[1]
Dipnot:
[1]. Bkz. Meryem, 7-8; İbn-i Allân, Delîlü’l-Fâlihîn, IV, 311-312.